​

BİR ANLATICI OLARAK JAK BARUH FOTOĞRAFLAR

​

Jak Baruh da bir dış mekân fotoğrafçısı. Baruh’un bu fotoğrafları nasıl düşündüğü, karar verdiği ve çekimlerini yaparak bu hale getirdiği üzerine, belki de onun aklından bile geçmeyen şeyleri tarif emek için sayfalar dolusu yazılabilir. Bu nedenle ben fotoğrafların peşine takılmayı yeğledim. Baruh’un fotoğraflarına bir hikâye yazmaktansa, bana hatırlattığı hikâyelerimi tam bir izleyici gibi anlatmaya karar verdim.

Onun kitabının sayfalarındaki gezintiye başlarken, başka bir yer olamayacak kadar New York olan bir panorama açılıyor önce. Ne gariptir ki dünyada çok az kent New York gibi minik bir detaydan bile kendini ele verir. Dünyanın ekonomik açıdan merkezi olduğu düşünülen bu kentin fotoğrafa farklı olanaklar sağlayan inanılmaz bir ışığı vardır. Gökyüzüne yükselen gökdelenlerin sırtlarından süzülen gün ışığı bir koca gövdeyi gölge olarak sokaklarına devirir. Işığın yaslandığı aynalı cam kaplı bina yüzeylerinde birbirinin üstüne düşen yapı görüntüleri inanılmaz yansımalara neden olur. Güneşin gökyüzündeki devinimi ile birlikte binaların yüzeyinde süren ışık dansı, sokakların görüntüsünü de değiştirir. Gölgelerin, arkadaki kırmızı binanın, üzerinde iki insanın sohbet ettiği bir üst geçidin perspektifinin yarattığı geometrik şekillerin birlikteliği de yine farklı görsel efektler yaratır.

​